2 Mayıs 1980 İzmir doğumluyum. İlkokulu İzmir ortaokulu, liseyi Ankara Tevfık Fikret lisesi ve Kadıköy Saint Joseph Lisesinde okudum. Işık Üniversitesi Matematik bölümünü kazandım. Hazırlık okuduktan sonra birinci sınıfta okulu bıraktım. Sonra tekrar üniversite sınavlarına girdim. Yeditepe Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümünü kazandım. Dört üzerinden 3.36 not ile mezun oldum. Onur derecesi ve yeterlilik belgesi verildi.

Üçüncü sınıfta iken okulu bitirememe endişesi bende zirve yaptı. Arkadaşlarımdan uzaklaşmaya başladım. Kahve ve sigara tüketimim çok artmaya başladı. Derslere girdiğimde kendimi yalnız hissediyordum. Sosyal çevrem kalmamıştı. Bazı arkadaşlarım yanıma gelerek “Hasta mısın?” diye soruyordu. Durumumu onlardan gizliyordum. Giderek içime kapandım. Evden çıkmak istemiyordum. Fiziksel anlamda bitkin ve yorgun hissediyordum. Ve vücudumda sürekli aşırı ağrılar hissediyordum.

Sonra annemle psikiyatriste gitmeye karar verdik. Psikiyatristin verdiği ilaçları kullanmaya başladım. 2008’de bana şizofreni tanısı konuldu. Çok uzun süre odamdan çıkmaz oldum. Çok iyi derece Fransızca ve İngilizce, orta derecede İtalyanca bilmekteyim.

2011 yılı Eylül ayında Avrasya Şizofreni Derneği‘ne üye oldum. Dernekte İngilizce, Almanca ve Osmanlıca kurslarının düzenlendiğini duyunca çok mutlu oldum. Kültür Bakanlığı sanatçısı Gürhan Yaman’ın idaresinde dernekte “Hayat Ağacı Türk Müziği” topluluğunun kurulduğunu, üç dört ayrı yerde grubun konser verdiğini öğrendim. Bu beni hayata tutunma adına motive etti. Dernekte ahşap boyama, resim, sabun, taş ve mum ürünleri kurslarına düzenli katılmaktayım. Faaliyetler sırasında ve sayesinde çok sigara içen ben üç buçuk saat sigara içmediğimin farkına vardım.

Üsküdar Üniversitesi Psikoloji bölümü öğrencileri haftanın belirli günlerinde derneğimize geliyorlar. Sohbet ediyoruz ve kendi aramızda oyunlar oynuyoruz. Üsküdar Üniversitesi Araştırma Görevlisi Yelda İbadi hanıma bu anlamda teşekkür ediyorum.

Üç yıldır yaz aylarında Sapancalı hayırsever bir hanımın davetine Kadıköy ve Ataşehir Belediyelerinin tahsis ettiği araç ile gitmekteyiz. Akşama kadar yemek, çay, meşrubat yiyip içerken sazlar ve gitarlar eşliğinde şarkılar söylüyoruz. Oradaki bahçelerden ceviz, elma, armut toplamak bizim için büyük bir keyif oluyor. Küçük Çamlıca’da “Sevgi Bahçesi” diye bir yer var. Yazın üç dört defa dernek olarak orya gidiyoruz. Hepsinde de mangal keyfi yapıyoruz. Orada kümes var. Yani doğal bir ortam var, Duvar resimlerinden ve de palmiye ağaçlarından sevgi esintileri geliyor.

Bu çalışmalar, geziler ve terapilerde dostça paylaşımlarda bulunuyorum. Bazen kendimi insanlar arasında çok yorgun hissetsem de dernekteki arkadaşlarımın paylaşımlarıyla benimde söyleyeceklerim oluyor. Bu durum bizleri ayakta tutmak için ciddi anlamda destek sağlıyor.

Derneğe başladığımdan beri sigara, çay ve kahveyi azalttım. Dernek ortamı beni ve bizleri bazı kötü veya eksik alışkanlıklarımızdan uzaklaştırabilecek özelliklere de sahip. Ayrıca yaşam faaliyet süreçleri ruhumu besliyor. Bu dernekte derin ruhlara da yer var. Bu dernekte hasta yakınları, gönüllüler, geleceğin psikolog adayları olağanüstü ve sürekli bir enerji yaratmışlardır.

İstanbul Teknik Üniversitesi Gönüllülük Kulübü’nün düzenlemiş olduğu yaşayan kütüphane projesine katıldık. İki günlük çalışmaya ben, Umut, Ergin ve Erbil ile birlikte dernek başkanımız Mustafa Alper katıldı. Orada canlı kitap olduk. 800 okuyucunun yaklaşık 250’sinin bizleri okuması bizleri son derece sevindirdi. Kulübün bizlere verdiği hatıra eşyalarla beraber derneğimize vermiş oldukları plaket çok anlamlıdır. Kadıköy Belediyesi Kent Konseyi’nin düzenlediği “Yaşayan Kütüphane” projesine de katıldık.

Derneğimizde her öğlen yemeğimiz var. Akşama kadar elektrikli semaverimizde sıcak çayımızı sıcak bir ortamda içmekteyiz. Derneğimize yolu düşenlere her zaman ikram edebileceğimiz sıcak çayımız mevcuttur. Herkesi davet ediyoruz.

Büke Bakan